Tarladan Eczanelere Tıbbi ve Aromatik Bitkiler

Prof. Dr. Belma GÜMÜŞEL

Eczacılık

Tıbbi ve aromatik bitkiler, hastalıkları önlemek, sağlığı sürdür-mek veya hastalıkları iyileştirmek için ilaç olarak kullanılan bitkilerdir. Ülkemiz, bulunduğu konum ve çeşitli iklim koşulları sayesinde zengin bir floraya sahiptir. Üç kıta arasında doğal bir köprü olması, coğrafi özellikleri ve coğrafi farklılığın getirdiği iklim özellikleri nedeniyle dünyada benzerine az rastlanan bir bitki çeşitliliğine sahiptir. Endemik bitki çeşitliliğinde de dünyanın zengin ülkeleri arasında yer almaktadır.


Doğal florada bulunan bitkiler ve bitkilerden elde edilen ürünler ilaç, kozmetik ve gıda endüstrisinde çeşitli amaçlarla uzun yıllardır yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Bununla birlikte, daha güvenli kullanımlarını sağlayacak şekilde gerekli analizleri yapılmış ve standardize edilmiş bitkisel ürünlere duyulan ihtiyaç bu alanda çalışmaların yapılmasını gerekli kılmaktadır.

Bir bitkisel ürünün standardize olabilmesi için bitkinin ekiminden, tüketiciye sunulmasına kadar tüm aşamalarının standardize olması ve gerekli analizlerin yapılmış olması anlaşılmaktadır. Doğru bitki türünün uygun koşullarda yetiştirilmiş olması, uygun zamanda ve uygun kısımlarının toplanması, doğru kurutma yöntemlerinin uygulanması, doğru ve verimli ekstraksiyon yöntemlerinin seçimi, herhangi bir kontaminasyonun olmadığının saptanması, bitkiye ilişkin kalitatif analizlerin yapılması standardizasyonun sağlanması için gereklidir.


Bu bilgilerden hareketle Lokman Hekim Üniversitesi Eczacılık Fakültemiz bünyesinde hazırlanan proje kapsamında Tıbbi Adaçayı, Oğul Otu ve İstanbul Kekiği bitkileri seçilmiş ve Sincan İlçesi Polatlar Köyü’nde Üniversitemiz tarafından kiralanan arazide uygun koşullarda üretiminin yapılması ve farmakope analizleri tamamlanmış tıbbi çaylara dönüştürülmesi sağlanmıştır. Toprak ve su analizleri ile uygunluğu saptanan arazide Mayıs 2020’de dikimi yapılan tıbbi bitkilerin Temmuz ve Eylül aylarında öğrencilerimizin de katıldığı bir grup ile iki kez hasatı sağlanmıştır. Elde edilen bitkilerin bir bölümü farmakope analizlerinin yapılmasını takiben tıbbi çay olarak paketlenmiştir. Bir bölümünde ise uçucu yağ eldesi çalışmaları ve analizleri devam etmektedir.

Eczacılık Fakültemiz tarafından projenin genişletilmesi için Avrupa Birliği ve Ankara Kalkınma Ajansına da proje sağlanmış olup bu yıl ekim arazisi genişletilecektir. Hasat neminde diğer Eczacılık Fakültesi öğrencilerinin de katıldığı bir ‘Hasat Şenliği’ yapılması planlanmaktadır.


Eğitimleri sırasında bitkilerden ilaca giden yolda gerekli bilgiler ile donanan tek sağlık profesyoneli olan eczacıların standardize bitkisel ürünlerin eldesindeki rolleri için bir model oluşturma görevini Fakültemiz bu proje ile hayata geçirmenin gururunu yaşamaktadır.

Salvia officinalis L. (ada çayı) bit-kisinin taşıdığı major sekonder metabolitlerin biyolojik aktiviteleri bakımından incelendiğinde, anti-enf-lamatuar, antibakteriyel, antidepre-san, analjezik, antioksidan aktiviteye sahip oldukları tespit edilmiştir.

Salvia officinalis L. bitkisinin biyolojik aktivitelerinin yanı sıra kozmetikte ve parfümeride de kullanım alanları bulunmaktadır. Özellikle saç ürünlerinde kepeği önlemek ve saçın esneklik, parlaklık kazanmasını sağlamak amacıyla ekstre şeklinde kullanılmaktadır. Piyasada bulunan ünlü parfüm markaları tarafından da yaygın olarak kullanılmaktadır. Aromaterapötik olarak ise adaçayı uçucu yağının suyla hazırlanan gargaraları ağız ve boğaz iltihaplarında, zeytinyağı ile seyreltilerek hazırlanan formülasyonları ise cilt iltihaplarında haricen kullanılmaktadır.

Melissa officinalis L. (oğul otu)’nun geleneksel kullanımı incelendiğinde, aromatik, antispazmodik ve yatıştırıcı özellikleri sebebiyle halk arasında bitkisel çay olarak kullanıldığı görülmektedir. Melisa yapraklarından elde melisa çayı; migren, uykusuzluk, hazımsızlık, kalınbağırsak sancısı, sinirlilik, kalp yetmezliği, depresyon ve mide rahatsızlıklarının tedavisinde; bunların yanı sıra kalbi güçlendirmek ve belleği geliştirmek için alternatif bir tedavi olarak kullanılmaktadır. Ayrıca, Avrupa İlaç Ajansı (EMA) kayıtlarına göre, gaz ve hazımsızlık gidermede, spazm gibi şikayetlerde semptomatik tedavi amacıyla, sinirsel kaynaklı mide sorunlarında kullanılmaktadır.

Karakteristik kokulu uçucu yağının etkileri antitümör, anti-bakteriyel, antimikrobiyal, antihistaminik, antispazmodik, antioksidan, antiviral, antiulserojenik olarak yapılan çalışmalarla belirlenmiştir. Ayrıca orta derecede Alzheimer hastalığında ruh hali ve bilişsel performansın modülasyonu, bağışıklık sisteminin uyarılması, sedatif gibi etkileri olduğu tespit edilmiş olup, böcek ısırıkları, soğuk algınlığı, baş ağrısı, kabakulak, uykusuzluk sorunlarında da etkilidir.


Origanum vulgare subsp. hirtum (İstanbul Kekiği)’nin baharat ve bitkisel çay olarak kullanımları yanında gıdaların raf ömürle-rinin uzatılmasında antimikrobiyal-antioksidan amaçlı kullanımları da bulunmaktadır.

Tıp ve eczacılıktaki kullanım alanları; antimikrobiyal, antioksidan ve bağışıklık sistemi destekleyici olduğu çalışmalar ile kanıtlanmıştır. Bağırsak, sindirim sistemi, mide ve akciğer (verem, astım, bronşit) hastalıklarında halk arasında kullanıldığı gibi idrar arttırıcı, balgam söktürücü, rahatlatıcı, kan dolaşımını düzenleyici, sinir siste-minde, diş ağrılarında ve nefes kokmasında, iştah açmada, ishallerde, soğuk algınlığında, romatizmada da kullanılmaktadır. Kekiğin antiseptik etkisi çok iyi bilinmektedir. Gargara, öksürük şurupları, pastil ve mantar ilaçlarının bileşiminde de yer almaktadır.


Uçucu yağı solunum yolu enfeksiyonlarında inhale olarak kulla-nılmaktadır. Uçucu yağının içerdiği karvakrol bazı tür böceklere karşı insektisit (böcek öldürücü) antioksidan ve antihistaminik (kaşıntı ve alerji önleyici) etkileri olduğu yapılan çalışmalarla be-lirlenmiştir.