10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü / Prof. Dr. Fatma Öz

| Yayınlandı

Prof. Dr. Fatma ÖZ

Psikiyatri Hemşireliği Ana Bilim Dalı Başkanı

Dünya Ruh Sağlığı Günü Nedir, Neden Kutlanır?

Dünya ruh sağlığı günü, ruh sağlığının önemini vurgulamak, toplumun genelini ilgilendiren bir konu olduğuna dikkat çekmek ve ruh hastalıkları konusundaki farkındalığı artırmak için her yıl 10 ekimde kutlanır. Aslında kutlanılan ruh sağlığı değil, ruh sağlığına dair oluşan farkındalıktır. Bu farkındalığı kazandırmak için kutlama gereklilikleri:

· Ruh sağlığı hakkında toplumu bilgilendirmek ve ön yargıları azaltmak.

. İçsel ve toplumsal refahı dengelemek.

· Toplumsal anlayış ve dayanışmaya teşvik etmek.

· Psikiyatrik ve nörolojik hastalıklara karşı farkındalık oluşturmak.

. Ruh hastalıklarına maruz kalan bireylerin sesini duyurmak.

· Ruh hastalıklarının tedavi yöntemlerini geliştirmektir.

Sonuç olarak, ruh sağlığı sorunlarına karşı olumlu bir tutum sergilemek sorunlarla yüzleşmenin en iyi yoludur. Bu yüzden 10 Ekim tarihinde insanların ruhsal sağlıklarına gerekli önemi vermelerine teşvik edilmesi amaçlanmıştır.

Sağlık, zihinsel ve duygusal dengenin korunması ile mümkündür. Ruhumuz ise bedenimizin en değerli hazinesidir. Her insan için son derece önemli olan ruh sağlığı, iyi oluşun da temelidir. Ruhsal iyilik yalnızca kişinin değil, aynı zamanda toplum refahı üzerinde doğrudan etkiye sahiptir. Bu özel günde, ruh sağlığının önemine dikkat çekilir ve her yıl Dünya Ruh Sağlığı Federasyonutarafından belirlenen tema üzerinden etkinlikler düzenlenir.

Ruh Sağlığı ve İyilik Hali

2022 Dünya Ruh Sağlığı Günü teması olan “herkes için ruh sağlığı ve iyilik halini küresel öncelik haline getirmek”; ruh sağlığının iyilik hali için önemli olduğunu vurgular. İyilik hali için öznel iyi oluşun bilinmesi önemlidir.

Öznel iyi oluş halinin;

  • Kişinin kendisi ile barışık ve uyumlu olması,
  • Öz saygının ve özgüvenin olması,
  • Duygusal ve sosyal zekanın varlığı,
  • Kişinin yakın ve uzak çevresi ile sağlıklı ilişki ve iletişiminin olması,
  • Belirsizlikle baş etme becerilerine sahip olma,
  • Zorlu yaşam koşulları ile baş edebilme,
  • Yeteneklerini, güçlerini birleştirebilmesi ve yetersiz yönlerini kabul edip değerlendirebilme iç görüsüne sahip olma,
  • Psikolojik sağlamlık düzeyinin iyi olması, yani risk faktörleri ile karşılaşsa bile koruyucu faktörlerle kendini güçlendirmiş olması gibi birçok yönü bulunmaktadır.

İş ortamında ruh sağlığı

2024 yılının “iş yerinde ruh sağlığını öncelik haline getirmek” teması ile modern iş dünyasında, çalışanların fiziksel sağlığı kadar ruh sağlığının da büyük önem taşıdığına dikkat çekilmek istenmiştir. Çalışanların ruh sağlığına önem verirsek ne olur?

  • Çalışanlar kendilerine değer verildiğini hissederler ve daha mutlu olurlar, çalışan memnuniyeti artar, işten ayrılma oranları düşer.
  • Kurumlarına sadakat, bağlılıkları ve aidiyetleri artar.
  • Çalışanların sık hastalanmasına ve işe devamsızlık yapmasına neden olan depresyon, anksiyete ve fiziksel sağlık sorunlarını azaltır.
  • Tükenmişlik sendromu yaşamayı önler ve oranı azalır.
  • Kurum üretiminde verimlilik ve başarı oranları artar.

Bu bağlamda, iş yerlerinin gelişen yapıları, işverenlerin çalışanlarının ruh sağlığının öneminin farkına varmasını gerektirmektedir. Yani, çalışanların mutluluğunu ve ruhsal sağlıklarını göz önünde bulundurmak artık bir gerekliliktir.

O halde işyerleri ruh sağlığına öncelik vermek için neler yapabilirler?

  • Açık iletişim ve destek kültürü yaratmak; yargılanma ve damgalanma korkusunu azaltır.
  •  Liderlerin/yöneticilerin, çalışanların endişelerini paylaşmalarını teşvik eden bir stratejiye sahip olmaları, çalışan yardım programları, ruh sağlığı farkındalığı eğitimleri çalışanların ruh sağlığını korumada etkilidir.
  • Düzenli geri bildirim oturumları, pozitif bir iş ortamını korumak çalışanların ruh sağlığını desteklemek için önemlidir. Bu açık iletişim, erken müdahale ve destek sağlar, böylece çalışanlar kendilerini değerli ve desteklenmiş hissederler. Sonuçta tükenmişlik önlenmiş olur. Günümüzün hızlı tempolu iş ortamlarında tükenmişlik sendromu giderek yaygınlaşmaktadır. Bu durum verimliliğin azalmasına, devamsızlığın artmasına ve çalışan devrinin yükselmesine yol açmaktadır.
  • Çalışanların ruh sağlığı için danışmanlık hizmetlerine erişimlerini kolaylaştırmak ta gereklidir.

Sonuç olarak, iş yerinde ruh sağlığının desteklenmesi sadece bireylerin değil, aynı zamanda iş yerlerinin ve toplumun genel refahına katkı sağlayacaktır. 

2025 yılı  teması ise; “hizmetlere erişim-felaket ve acil durumlarda ruh sağlığı”dır. 2020 yılında tüm dünyayı etkisi altına alan pandemi, devamında oluşan ağır depremler, yangınlar, seller tüm insanlığa acı günler ve kayıplar yaşatmıştır. Bu süreçlerde hem çalışanların hem de hizmet alanların ruh sağlığı ve ruh sağlığının korunması pek de önemsenmeyen sağlık sisteminde ayrıca değer kazanmıştır. Bununla birlikte, bu zorlu süreçlerden geçerken artan dürtüsellik ve cinsiyete yönelik ayrımcı tutumlar, kadınların maruz kaldığı şiddet ve toplumsal kısıtlamalar, çocuk yaşta evlendirilenler, etnik ve dinsel ayrımcılıklar gibi hak ihlallerinin de arttığı görülmüştür. Kültür, ahlak ve ailenin korunması gibi gerekçeler üzerinden yaşam hakkının yok sayılması, dışlayıcı ifadeler sadece hak kaybına ve ayrımcılığa uğrayanları değil tüm toplumun ruhsal sağlığında olumsuz izler bırakmaktadır.

Sonuç olarak; ruh sağlığı hepimizi yakından ilgilendiren bir konudur. DSÖ ruh sağlığını bireyin kendi yeteneklerini gerçekleştirdiği, yaşamın normal stresiyle baş edebildiği, üretken, verimli çalışabildiği ve yaşadığı topluma katkıda bulunabildiği refah durumu olarak tanımlamıştır. İyi sağlık, zihinsel ve fiziksel dengenin korunması ile mümkün olup oluşabilecek risklere karşı önlem almayı gerektirir. Ancak bu sayede daha sağlıklı ve mutlu bir toplum oluşabilir.