Obezite: Tanımı, Önemi ve Önlenmesi – Prof. Dr. Ayla Gülden PEKCAN

| Yayınlandı

Prof. Dr. Ayla Gülden PEKCAN

Beslenme ve Diyetetik

Her yıl 4 Mart günü “Obezite Günü” olarak belirlenmiştir. Amaç; bireylerin ve toplumların obezitenin önemine dikkatini çekmek ve farkındalıklarını artırmaktır.

Obezitenin Tanımı ve Önemi

Obezite (şişmanlık), vücutta aşırı yağ depolanması ile ortaya çıkan, sağlık için risk oluşturan, fiziksel ve ruhsal sorunlara neden olabilen, sedanter yaşam biçimi ile yetersiz fiziksel aktivite yetersizliği ve sağlıksız (dengesiz) beslenme gibi etmenlere bağlı olarak ortaya çıkan küresel, çok etmenli, kronik bir hastalık olarak tanımlanmaktadır.

Önlem alınmadığı takdirde obezitenin bulaşıcı olmayan kronik hastalıklara (kalp-damar hastalıkları, yüksek kan basıncı-hipertansiyon, metabolik sendrom, tip 2 diyabet-yetişkin şeker hastalığı, meme, prostat, kolon gibi bazı kanser türleri, artrit, uyku apnesi gibi) neden olduğu bilinmektedir. Obezite kemik ve üreme sağlığını ve yaşam kalitesini de olumsuz etkilemekte, ölümlere neden olabilmektedir. Obezitenin küresel maliyetinin 2030 yılında 3 trilyon ve 2060 yılında 18 trilyon ABD doları olacağı öngörülmektedir. Günümüzde başlı başına bir hastalık olarak kabul edilen obezite, yaşam tarzı değişiklikleri, özellikle sürdürülebilir sağlıklı beslenme ve fiziksel aktivitenin arttırılması ile önlenebilmektedir.

Obezite Görülme Nedenleri

Fazla kilo ve obezite en basit tanımla enerji alımı ile enerji harcaması (fiziksel aktivite) arasında dengesizlik sonucu görülmektedir. Birçok durumda obezite çok etmenli bir hastalık olup, obezojenik çevre, psiko-sosyal etmenler ve genetik özelliklere bağlı görülmektedir. Yerel olarak sağlıklı sürdürülebilir besine uygun fiyatlarla erişimin, fiziksel hareketliliğe güvenli ve kolay erişimin, yeterli ve düzenli çevrenin olmaması diğer nedenler arasında yer almaktadır.

Obezitenin Önlenmesi

Fazla kilo ve obezite ile neden oldukları bulaşıcı olmayan kronik hastalıklar büyük olasılıkla önlenebilir ve yönetilebilir hastalıklardır.

Bireylerin doğum öncesi dönemden başlayarak yaşam sürecine sürdürecekleri yaşam tarzı müdahaleleri ile obezite önlenebilmektedir. Bu müdahale türleri şöyle özetlenebilir.

  • Gebelik öncesinde uygun vücut ağırlığında olmak ve gebelik döneminde uygun vücut ağırlık artışının sağlanması
  • 6 ay tek başına (sadece) anne sütü ile beslenmenin ve 6 aydan sonra anne sütü ile uygun tamamlayıcı beslenmenin 2 yaş ve üzeri sürdürülmesi
  • Çocuklarda sağlıklı beslenme, fiziksel aktivite ve uyku düzeni alışkanlıklarının geliştirilmesi
  • Ekran (televizyon, bilgisayar) başında geçirilen sürenin sınırlandırılması
  • Şeker eklenmiş içeceklerin ve enerjisi yoğun besinlerin tüketiminin sınırlandırılması ve sağlıklı yeme davranışlarının desteklenmesi
  • Sağlıklı yaşamın benimsenmesinin (sağlıklı ve besin çeşitliliğine dayalı beslenme, fiziksel aktivite, kaliteli uyku süresi, tütün ve alkol kullanmama, bireysel duygu yönetimi gibi) sağlanması

Bu amaçlara yönelik olarak öneriler;

  • Ülke program ve politikalarının oluşturulması, uygulanmasının sağlanması ve izlenmesi
  • Gıda sanayi tarafından işlenmiş besinlerde yağ, şeker ve tuz içeriğinin azaltılması, sağlıklı ve besleyici besin seçeneklerinin sağlanması ve tüketicilere uygun fiyatla sunulması
  • Çocukların ve adolesanların fazla şeker, tuz ve yağ içeren besinlere erişiminin (pazarlanmasının) sınırlandırılması
  • İş yerlerinde sağlıklı besin seçimlerinin sağlanması ve fiziksel aktivitenin desteklenmesi

Türkiye bu amaçlara yönelik olarak Sağlık Bakanlığı tarafından “Yetişkin ve Çocukluk Çağı Obezitesinin Önlenmesi ve Fiziksel Aktivite Eylem Planı (2024-2028) ve “Okul Çocuklarının Sağlıklı Beslenmesi, Okul Kantinlerinde Satışa Sunulacak Gıdalara İlişkin Okul Gıdası Kriterlerinin Belirlenmesi” programları yürütülmektedir. Ayrıca yayınlanan Türkiye Beslenme Rehberi-TÜBER (2022) de sağlıklı beslenme için önemli bir yayındır.