Güzel Bir Gülüş Hayal mi? – Prof. Dr. Lale KARAAĞAÇLIOĞLU

| Yayınlandı

Prof. Dr. Lale KARAAĞAÇLIOĞLU

LHU Diş Hekimliği Dekanı

Estetik ve buna bağlı olarak gelişen güzellik algısı kişilere ve kültürlere göre değişmekle birlikte, çok temel bilimsel ve sa-natsal kurallara bağlıdır. Bu kurallar dikkate alınarak başarılı bir estetik gülüş sağlanması mümkündür. Gülümseme kişinin ifadesi ve sunumudur. Bireyin kişilik özellikleri ve baskın yönlerini yansıtır. Utangaç bir gülümsemeden göz kamaştırıcı ve mutluluk dolu bir gülüşe kadar sayısız duyguyu iletir.


Yüz güzelliği hoş bir gülüşle daha da artar. El ve vücut hareketleriyle birlikte sözlü olmayan iletişimin bir parçasıdır ve bu ifadelerin en canlı ve belirgin olanı gülüşümüzdür.

Mimariye bakıldığında tüm dünyada kullanılan yapısal prensipler aynı olmasına karşın, binalar farklı şekillenmiştir. Benzer şekilde, gülüşler de altında yatan benzer prensiplere rağmen farklılıklar göstermektedir. Diğer bilimlerde olduğu gibi gülüş düzenlemesi için bilimsel bir yol izlenmelidir. Estetik diş hekimliği, günümüzde bir çok diş hekimliği branşının multidisipliner şekilde çalışarak farklı yöntemler ve materyaller ile kişiye özel bir gülüş dizayn etmesidir.


Gülümsemek için 17 kas kullanırken, surat asmak için 43 kasın harekete geçtiği bilinmektedir. Ancak gülümsemeyi engelleyen en önemli faktörün diş sağlığı olduğu düşünüldüğünde, keyifle gülemeyen insanlar için daha az kas faaliyeti ile mutlu bir gülümseme kazandırılabilmesi de artık biz diş hekimleri için çok zor olmasa gerek…


Hastaların bu konudaki problemleri ilk muayenede gülümsemekten kaçınmaları ya da gülümserken ağızlarını kapatmaları ile kolaylıkla fark edilir. Yapılan ağız içi muayene ile de bu durum doğrulanır.


Estetik diş hekimliği, diş hekim-liği disiplininde bireyin gülümsemesini güzelleştirmek amacı ile; aşınmış, düzensiz, renk değiştirmiş, çapraşık veya aralıklı dişlerin düzeltilmesi ve dişler ile çevre dokuların (diş etleri, du-dak ve yüz görünümü) uyumunu sağlayan bir uygulama olarak karşımıza çıkmaktadır. Çoğu zaman estetiği sadece dişlere yapılacak müdahalelerle sağlamak mümkün olmayabilir. Dişe istediğimiz duruşu ve görüntüyü verebilmek için bazen diş çevresi dokulara, yani diş etlerine de müdahale etmek gerekebilir. Pembe ve beyaz estetik kavramı buradan çıkmaktadır. Pembe diş etini beyaz ise dişi temsil eder, pembe beyaz estetik; hem dişeti hem de diş üzerinde yapılacak işlemler neticesinde estetik bir görüntü elde etme çalışmasıdır. Pembe estetik, diş etinin seviyesi, rengi ve sağlıklı oluşu ile sağlanır. Özellikle diş etleri fazlaca görünen hastalarda (gummy smile) bu durum daha da önem taşır.

İdeal bir estetik çalışması, öncelikle pembe estetiğin mükemmel hale getirilmesi daha sonra beyaz estetik için gerekli çalışmaların yapılması tarzında ilerler. Beyaz estetiğin sağlanması dişleri ilgilendiren çalışmaları kapsamakta olup;

  • Ortodonti ile diş dizisindeki bozukluklar giderilebilir.
  • Dişler küçültülmeden hastanın dişleri arasındaki boşluklar kapatılabilir.
  • Dişlerle dudak/yanak arasındaki uyum sağlanır.
  • Kırık ya da çapraşık dişler seramik ve zirkonya laminate veneerler ya da kronlar ile tedavi edilebilir.
  • Kırık dişler dişler kesilmeden estetik kompozit restorasyonlarla restore edilebilir.
  • Rengi bozuk olan dişlere beyazlatma yapılabilir.
  • Eksik dişlerin yerlerine implantlar ya da köprü protezleri yapılarak eksiksiz bir diş dizisi elde edilebilir.
  • Son olarak da gerekli ise tamamlayıcı olarak botoks ve dermal dolgu işlemleri ile pembe ve beyaz estetik için destek tedaviler uygulanabilir.

Beyaz estetik kapsamında bütün bireylerde yaş, kişilik, cinsiyet faktörlerini göz önüne almak gereklidir.
Bunun yanısıra dişlerin boyutları arasındaki uyum planlanırken yıllar öncesinde Da Vinci’nin de tanımladığı altın oran prensibi de önem taşır. Bu prensibe göre her dişin diğerine göre olması gereken bir boyutu ve görünürlüğü vardır ki, bu durum dişlerin eni ve boyu arasında da bulunmaktadır. Genellikle altın orana uymayan tasarımlar kişilere estetik gelmeyebilir.


Yapılacak restorasyonlarda yüz şekli, cilt rengi gibi temel özellikler göz önünde bulundurulmalı, mutlaka orta hat ve simetri gibi faktörlere dikkat edilmelidir. Son yıllarda diş hekimlerinin dijital yöntemleri daha çok kullanmasıyla birlikte, gülüş tasarımında da bu yöntemlerden sıklıkla yararlanılmaktadır.


Dijital Gülüş Tasarımı Nedir?


Dijital Gülüş Tasarımı (DGT), diş hekimleri tarafından dijital teknolojiler kullanılarak oluşturulmuş estetik bir gülüş tasarımıdır. DGT, gelişmiş dijital tasarım yazılımı kullanılarak hastanın dişlerinin ve yüz oranlarının derinlemesine analizine dayanır. Gelişmiş dijital program sayesinde diş hekimi, hastanın dişleri, diş etleri, dudakları ve yüzü arasındaki uyumu sağlayarak doğal ve güzel bir gülüş oluşturmaya odaklanır. Hasta merkezli bir yaklaşım esastır, zira her kişinin gülüşü kendine özgüdür.


Öncelikle hastanın fotoğraf ve videoları çekilir. Kişiden alınan veriler dijital ortama aktarılır ve gelişmiş bilgisayar yazılımları ile değerlendirilir. Yazılım yardımıyla diş hekimi, hastanın yüz, diş, çene ve karakter özelliklerini dikkate alarak bir tasarım hazırlar.

Daha sonra bu tasarım modele dönüştürülerek kişinin ağzında test edilir. Tasarım hastaya sunulur ve herhangi bir işlemden önce hastanın onayı alınır. Sonuçta hasta ve diş hekimi tarafın-dan onaylanan tedavinin yapılmasını sağlar. Hasta tasarımdan önce karşılaşacağı sonucu görür ve hayal kırıklığına uğrama durumu ortadan kalkar.


Dijital gülüş tasarımının en büyük avantajı hastaların estetik diş tedavisine başlamadan önce gülüşlerinin nasıl değişeceğini görebilmesidir. Gelişmiş bilgisayar yazılımı kullanılan bu yöntemde, kişi herhangi bir gerçek invaziv diş tedavisine başlanmadan önce yeni gülümsemesinin sanal bir temsilini görebilir ve test edebilir. Bu nedenle sürpriz bir sonuç yoktur. Bu, hastanın tedaviye olan güvenini artırır. Dijital Gülüş Tasarımı, son görünümünden hoşlanmayacağı korkusuyla tedavilerini geciktiren hastalar için çok iyi bir seçimdir.

Yeni bir gülüş , yeni bir hayat demektir. Sağlıklı ve mutlu gülüşler yüzünüzden eksik olmasın…